Tarihler 13 Mart 1071’i gösterdiğinde Bizans İmparatoru Romenos Diogenes, 200.000-600.000 kişilik bir orduyla Anadolu’ya hareket etmiş ve İran coğrafyalarına uzanıp Selçukluların merkezine ulaşıp bu Türk sorununu temelden çözmeyi hedeflemiştir. Bu sırada Selçuklu Sultanı Alparslan, Mısır’daki Şii Fatımilerin üzerine yürümekte olup, İslam dünyasını fitneye boğan bu hareketi kökünden halletmek ve İslam ümmetini yeniden bir halife altında birleştirmek gayesindeydi. Bizans ordusu Peçenekler, Uzlar, Kıpçaklar, Hazar Türklerinin yanında Alman, İslav, Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcülerden müteşekkil idi. Sultan Alparslan, Bizans İmparatorunun kalabalık bir orduyla Anadolu’ya girdiği haberini alınca derhal Mısır seferini sonlandırmış ve derhal Anadolu’ya yönelmiştir. 70.000-80.000 kişilik bir ordusu olan Sultan Alparslan, İmparatoru karşılayabilmek için kendisini yavaşlatacak bütün unsurları geride bırakmış ve takribi 50.000 kişili bir orduyla İmparatoru Malazgirt’te yakalamıştır. Sultan Alparslan ilk etapta imparatora bir elçi göndermiş ve savaşmadan anlaşmaya çalışmıştır. İmparatorun barış teklifini “biz atlarımızın Rey’de kışlamasını kararlaştırdık” diyerek reddetmesi üzerine Sultan Alparslan da “atlarınız kışı Rey’de geçirebilir ama siz burada geçireceksiniz” diyerek savaştan başka çözüm olmadığını kararlaştırmış ve derhal hazırlıklara başlamıştır.
Alparslan’ın bu büyük savaşı öncesinde Abbasi Halifesi Kaim-Biemrillâh bir dua metni hazırlamış ve bütün İslam coğrafyasında hutbelerde okutmuştur. 26 Ağustos 1071 günü Cuma namazından sonra son dualar edilmiş ve Bizans ordusuna karşı hücuma geçmek için son hazırlıklar yapılmıştır. Sultan Alparslan bembeyaz bir kaftan giyerek adeta kefenimi giydim de geldim dercesine ordusunun karşısına geçip: “Savaş konuşmaları savaşmayı bilmeyen ordular içindir. Ben konuşma yapmayı gerek görmüyorum. Bugün burada bir komutan, bir sultan veya bir hakan yok! Ben de sizin gibi en önce savaşacağım ya şehid ya gazi olacağım.” diyerek, savaş konuşması yapmayacağını belirterek aslında en güzel savaş konuşmalarından birini yapmıştır. Eski bir Türk kültürünü gerçekleştirmiş ve atının kuyruğunu bağlayarak ordusunun başında savaşmıştır.
Savaş başladıktan sonra Sultan Alparslan meşhur Türk savaş taktiği olan Turan Kapanı’nı uygulamış ve sahte ricata inana Bizans ordusunu çembere almayı başarmıştır. İmparator hatasını geç fark etmiş ve müdahale etme şansı bulamamıştır. Ayrıca karşılarında Türklerin savaştığını gören birçok Türk boyları savaşta Selçuklu tarafına geçmiştir. En nihayetinde savaş kazanılmış ve İmparator esir edilmiştir.
Birçok kaynakta geçen bilgilere göre Sultan Alparslan İmparatoru bir esir gibi değil bir misafir gibi ağırlamış ve ikili görüşmelerde yapılan anlaşmalar sonucu İmparatoru serberst bırakmıştır. Fakat yenildiği haberi çoktan İstanbul’a ulaşan imparator döndüğünde tahtında başka birisini bulmuş ve gözlerine mil çekilerek hapse atılmıştır. Bu savaş neticesinde Türkler Anadolu'yu Türkiye yaparak Türk yurdu haline getirmişler ve yeni anavatanlarına giriş yapmışlardır.
Sultan
Alparslan’ı, yiğit gazilerini ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz…
Yorum Gönder