Güzîde Tarih

 


Bugün Osmanoğullarının, diğer beyliklere nazaran neden bu kadar hızlı büyüdüğünü ve nasıl bir cihan devleti haline geldiğine dair değerlendirmeler yapmak istedik. Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye topraklarında şanlı zaferler elde etmiş fakat her devlet gibi ilerleyen yıllarda dağılma dönemine girmişti. Anadolu’da irili ufaklı birçok Türk beyliği, öncelikle bağımsızlığını kazanmaya ve ardından Selçukluların bıraktığı mirası sahiplenmeye çalışmaktaydı. Karamanoğulları, Karesioğulları, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Hamitoğulları, Germiyanoğulları, Candaroğulları, Ramazanoğulları, Dulkadiroğulları ve Eretna Devleti’nin içerisinde bulunduğu bu dönemde, Osmanoğulları da yukarıda bahsettiğimiz bu mücadeleye girişmiş ve hepsinin de hedeflediği sonuca ulaşmıştır. Kader-i ilahinin tecelli etmesinde etkili olan faktörleri konuşmak için, şimdi gelelim Osmanlıların diğer beyliklerden farklı olduğu noktalara ve bu başarıya götüren kazanımlarına.

1- Yukarıdaki haritada gördüğünüz üzere Osmanoğullarının ilk başta dezavantaj gibi görünse de, ilerleyen yıllarda büyük bir avantaja dönüştüğü, diğer beyliklerden farklı bir jeopolitik konumu vardır. Bizans sınırında olmasını Osmanlılar şöyle bir avantaja dönüştürmüştür:

A- Orta Asya’dan bu tarihlerde Anadolu’ya göç eden Türkmenlerin haddi hesabı yoktur. Bugün çok küçük insan gruplarının göçlerinin nasıl sonuçları olduğunu görüyoruz. Bir de o tarihlerde yaşanan kitlesel göç hareketini düşünelim. Gelen yüzbinlerce insan nereye iskan ettirilecek, ne iş yapacak, nasıl geçimleri sağlanacak? Bu gibi soruları diğer beylikler çözemezken, Osmanlılar şöyle bir nida ile bu sorunu halletmeyi başarmışlardır. “Bizim sınırımızda Bizans var. Gelin hem “gaza ve cihad” vazifelerinizi yerine getirin hem de fethettiğiniz topraklara sizi yerleştirelim.” Diyerek, Bizans sınırında olmasının dezavantajını, avantaja dönüştürmeyi başarmıştır.

B- Yapılan bu gaza ve cihad çağrısı, sadece Orta Asya’dan gelen Türkmenleri değil, Anadolu’da yaşayan birçok Müslümanı etkilemiş, ve Osmanlılar maddi-manevi birçok desteği kendilerine sağlamıştır.

(OSMAN GAZİ'NİN CÜLUS TÖRENİ)

2- Diğer beylikler kendi aralarında savaşlar verirken, Osmanoğullarıyla aralarını bozmamışlardır. Çünkü Osmanlılar Anadolu’da, Haçlı ile cihad eden tek beyliktir. Dolayısıyla diğer beylikler kendi aralarında kanlarını akıtırken, Osmanlılar Bizans’a saldırıyor, ganimetler elde ediyor ve maddi-manevi gücünü arttırmaya devam ediyordu.

3- Bizans İmparatorluğu’nda ise yaşanan taht kavgaları ve otorite boşluğu da adeta Osmanlıların ekmeğine yağ sürmekteydi. Merkezi yönetimden uzak kalan Bizans tekfurları adeta bir bir avlanıyor, Osmanlılar kaleleri tek tek düşürüyorlardı.

4- Osmanlıların fethettikleri bölgede uyguladıkları hoşgörü politikası da devletin şanına şan katıyor, insanların İslam’a olan yakınlaşmalarını arttırıyordu. Bunun yanında kurulduğu ilk günden itibaren adalet kavramını mükemmel bir şekilde yaşatmaya çalışıyor, adeta Hz. Ali’nin “devletin dini adalettir” sözünü yaşayarak vaaz ediyorlardı.

5- Osman Gazi’nin Şeyh Edebali’nin kızı ile evlenmesi, adaletli ve hoşgörülü olmaları gibi birçok sebep doğrultusunda Ahilerin de desteğini alan Osmanlılar, kazandıkları bu Ahi desteği ile yeniden maddi-manevi kuvvet bulmuş ve büyümeye devam etmiştir.

6- Saymaya kalksak yine mevzunun uzayacağı bir konu olduğundan bu kadarla yetinip son olarak ilk padişahların son derece becerikli, zeki, atılgan, cesur, lider, inançlı ve dirayetli kimseler olmasını söyleyebiliriz. Gerçekten de Osmanıların ilk on padişahı (Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad Hüdavendigâr, Yıldırım Bayezid, I. Mehmed Çelebi, II. Murad, II. Mehmed( Fatih), II. Bayezid, I. Selim(Yavuz) ve I. Süleyman (Kanunî) incelendiklerinde şu görülür ki her padişah devlet işlerini bizzat yöneten, askeri, siyasi, ilmi her sahada iyi eğitim almış, çalışkan ve fedakar insanlardır. Hayatlarının çoğu at üstünde seferde geçmiştir. Son zamanlarda çekilen film ve dizilerle ilgi gören Kanuni Sultan Süleyman, 76 yaşında ve yürüyemez bir halde iken (gut hastalığından ötürü ayakları ileri derece rahatsızlanmıştır) sefere çıkmış ve seferde iken vefat etmiştir. Osmanlıların yükselişindeki ana sebeplerden biri de hiç şüphesiz ki ilk padişahların minare gibi adamlar olmalarıdır. İ’lâ-yi Kelimetullah davası için can alıp can veren tüm ecdadımızı rahmetle anıyoruz. Ruhları için bir Fatiha çok görülmeye vesselam…



Post a Comment

Daha yeni Daha eski
'; (function() { var dsq = document.createElement('script'); dsq.type = 'text/javascript'; dsq.async = true; dsq.src = '//' + disqus_shortname + '.disqus.com/embed.js'; (document.getElementsByTagName('head')[0] || document.getElementsByTagName('body')[0]).appendChild(dsq); })();