Güzîde Tarih

 

1.Dünya savaşının provası 1853-56 kırım savaşı


Yakınçağ tarihi incelendiğinde görülmektedir ki devletlerin çıkarları gereği dış politikaları sürekli değişim içerisinde olmuştur. Osmanlı Devleti de askerî, sanayi ve siyasi olarak geri kaldığı diğer Avrupa devletleriyle mücadele ederken son dönemde muvazene sistemini ortaya koymuştur. Muvazene sistemi ile adlandırdığımız politika bir denge sistemidir. Yani Rus ile mücadele ederken İngiliz’in çıkarlarını, İngiliz ile mücadele ederken Fransız’ın çıkarlarını ön plana getirmeyi hedeflemiş ve bazen başarılı sonuçlar almıştır. Kırım Savaşı da yine Avupa denge sisteminin getirdiği büyük bir savaştır.

Savaşın sebepleri

1- Savaşın sebepleri arasında “Kutsal Yerler Sorunu” adı verilen problem vardır. Kudüs’ün statüsü, orada yaşayan Hıristiyan halkın koruyuculuğunu ve kutsal sayılan yerlerin yönetimini ele almak isteyen Avrupalı devletlerin anlaşmazlıkları savaşın sebepleri arasındadır. Devletlerin mezhepsel kavgaları da bunda baş faktörlerden olmuştur.

2- Osmanlı Devleti, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın isyanı ile uğraşmaktadır. Bu yıllarda bir valisinin isyanını durduramayan, valisinin başkente olan yürüyüşünü ancak Hıristiyan devletlerden yardım isteyerek durdurabilen bir Osmanlı Devleti olması, Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki hayallerini gerçekleştirebileceği bir ortam oluşturmuştur. Öyle bir isyandır ki bu Sultan II. Mahmud “denize düşen yılana sarılır” sözünü burada sarf etmiş ve bu isyanın elem ve sancısıyla can vermiştir. II. Mahmud’dan sonra tahta geçen Abdülmecid kendisini bu sonuçların arifesinde bulmuştur.


(Sultan Abdülmecid)

3- Rusya Hıristiyanların koruyuculuğunu istemiş fakat Osmanlı Devleti İngiltere’ye güvenerek bu teklifi geri çevirmiştir. Rus Çarı burada “hasta adam” tabirini kullanmış ve hasta adamın mirasının paylaşılmasını İngiltere’ye sunmuştur.

4- Rusya’nın ve Avusturya’nın Macaristan’da yaptığı katliamlar sonrasında Macar mülteci sorunu dünyada yayılmaya başlamıştır. Bu Macar mültecilere Osmanlı Devleti sahip çıkmış, Türklerin kendi dilinden, dininden ve ırkından olmayan bu insanlara yardım etmesi Avrupa kamuoyunda büyük bir yankı yapmıştır. Hatta Avrupa’da hiç olmayan bir şey olmuş, Türkler övülmeye ve sevilmeye başlamıştır. Bu olaydan sonra Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni parçalamasına karşı yardım edilmesi gerektiği fikri tüm Avrupa kamuoyunda yer almıştır.

Rus elçisi Mençikof İstanbul’a gelmiş, birçok diplomatik yanlışlara imza atarak giderken de savaş gemileriyle geri geleceğini ilan etmiştir. Hatta bir paşanın “eskiden olsa elçi zindana atılır, kellesi alınır, Rusya’ya da harb ilan olunurdu” sözleri tarihteki yerini almıştır. Fakat devlet güçsüz devrindedir ve bu tarz bir hareketten doğal olarak çekinmiştir. Ancak Rusya’nın savaş ilan etmesiyle kaçınılmaz savaş başlamıştır.


(Savaşın önemli isimlerinden Ömer Lütfi Paşa)

Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerde yaşadığı savaşlardan sonda Avrupalı devletler duruma müdahale ederek savaşı Kırım’a yani Rusya’nın kalbine taşımayı kararlaştırmışlar ve Osmanlı, İngiliz, Fransız, Sardinya Krallığı (İtalya) ve Avrupa’dan birçok gönüllerin de katılımıyla Kırım Savaşı yaşanmış ve Rusya mağlup edilmiştir. Sözde kazanılan bu savaş Osmanlı Devleti hariç hemen herkesin kârına olmuş fakat Osmanlı Devleti kazandığı bu savaştan çok büyük mali sıkıtılar içinde çıkmıştır. Ardından gelen Islahat Fermanı ile yeni bir döneme giren Osmanlı Devleti adeta Avrupa’nın dayatmalarına karşı gelemez bir hale bürünmüştür

Post a Comment

Daha yeni Daha eski
'; (function() { var dsq = document.createElement('script'); dsq.type = 'text/javascript'; dsq.async = true; dsq.src = '//' + disqus_shortname + '.disqus.com/embed.js'; (document.getElementsByTagName('head')[0] || document.getElementsByTagName('body')[0]).appendChild(dsq); })();