Yakınçağ tarihi
incelendiğinde görülmektedir ki devletlerin çıkarları gereği dış politikaları
sürekli değişim içerisinde olmuştur. Osmanlı Devleti de askerî, sanayi ve
siyasi olarak geri kaldığı diğer Avrupa devletleriyle mücadele ederken son
dönemde muvazene sistemini ortaya koymuştur. Muvazene sistemi ile
adlandırdığımız politika bir denge sistemidir. Yani Rus ile mücadele ederken
İngiliz’in çıkarlarını, İngiliz ile mücadele ederken Fransız’ın çıkarlarını ön
plana getirmeyi hedeflemiş ve bazen başarılı sonuçlar almıştır. Kırım Savaşı da
yine Avupa denge sisteminin getirdiği büyük bir savaştır.
Savaşın sebepleri
1- Savaşın sebepleri
arasında “Kutsal Yerler Sorunu” adı verilen problem vardır. Kudüs’ün statüsü,
orada yaşayan Hıristiyan halkın koruyuculuğunu ve kutsal sayılan yerlerin
yönetimini ele almak isteyen Avrupalı devletlerin anlaşmazlıkları savaşın
sebepleri arasındadır. Devletlerin mezhepsel kavgaları da bunda baş
faktörlerden olmuştur.
2- Osmanlı Devleti, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın isyanı ile uğraşmaktadır. Bu yıllarda bir valisinin isyanını durduramayan, valisinin başkente olan yürüyüşünü ancak Hıristiyan devletlerden yardım isteyerek durdurabilen bir Osmanlı Devleti olması, Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki hayallerini gerçekleştirebileceği bir ortam oluşturmuştur. Öyle bir isyandır ki bu Sultan II. Mahmud “denize düşen yılana sarılır” sözünü burada sarf etmiş ve bu isyanın elem ve sancısıyla can vermiştir. II. Mahmud’dan sonra tahta geçen Abdülmecid kendisini bu sonuçların arifesinde bulmuştur.
3- Rusya Hıristiyanların
koruyuculuğunu istemiş fakat Osmanlı Devleti İngiltere’ye güvenerek bu teklifi
geri çevirmiştir. Rus Çarı burada “hasta adam” tabirini kullanmış ve hasta
adamın mirasının paylaşılmasını İngiltere’ye sunmuştur.
4- Rusya’nın ve
Avusturya’nın Macaristan’da yaptığı katliamlar sonrasında Macar mülteci sorunu
dünyada yayılmaya başlamıştır. Bu Macar mültecilere Osmanlı Devleti sahip
çıkmış, Türklerin kendi dilinden, dininden ve ırkından olmayan bu insanlara
yardım etmesi Avrupa kamuoyunda büyük bir yankı yapmıştır. Hatta Avrupa’da hiç
olmayan bir şey olmuş, Türkler övülmeye ve sevilmeye başlamıştır. Bu olaydan
sonra Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni parçalamasına karşı yardım edilmesi
gerektiği fikri tüm Avrupa kamuoyunda yer almıştır.
Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerde yaşadığı savaşlardan sonda Avrupalı devletler duruma müdahale ederek savaşı Kırım’a yani Rusya’nın kalbine taşımayı kararlaştırmışlar ve Osmanlı, İngiliz, Fransız, Sardinya Krallığı (İtalya) ve Avrupa’dan birçok gönüllerin de katılımıyla Kırım Savaşı yaşanmış ve Rusya mağlup edilmiştir. Sözde kazanılan bu savaş Osmanlı Devleti hariç hemen herkesin kârına olmuş fakat Osmanlı Devleti kazandığı bu savaştan çok büyük mali sıkıtılar içinde çıkmıştır. Ardından gelen Islahat Fermanı ile yeni bir döneme giren Osmanlı Devleti adeta Avrupa’nın dayatmalarına karşı gelemez bir hale bürünmüştür
Yorum Gönder