Güzîde Tarih

 

Tarih Nedir

Tarih Nedir?

Her şeyi bilmeyi arzulayan insan, kendini bilmeyi de arzular. İnsanın kendine ilişkin birtakım bilgileri yoksa, başka şeylere ilişkin bilgisi eksiktir: Çünkü o şeyi bildiğini bilmeksizin bir şeyi bilmek ancak yarı bilmedir ve bildiğini bilmek kendini bilmektir. Kendinin bilgisi insan için, yalnız kendine yarasın diye değil, onsuz başka hiçbir bilginin eleştirel olarak doğrulanamayacağı ve güvenle temellendirilemeyeceği bir koşul olarak, önemli ve arzulanır bir şeydir.[1] Bu yüzden Tarih Bilimi, insanı ilgilendiren bütün bir geçmişi konu alabilir. Tarih, en basit ifadeyle ‘‘geçmişin bilimi’’ olarak ifade edilmiştir. ‘‘Tarih’’ kelimesi İbranicede ‘‘ay’’ manasına gelen ‘‘yarex’’ kelimesinden gelmektedir. [2] Tarih Bilimi en meşhur tanımıyla: Geçmişte yaşanan olayları, yer-zaman, sebep-sonuç ilişkileri içerisinde kaynaklara dayandırarak, objektif bir şekilde ortaya koyan bilim dalıdır. İnsanlar tarafından meydana getirilen tarihî olayların her birinde genel ve özel âmiller söz konusudur. Genel âmiller, her olayda göz önünde bulundurulması gereken hususlardır. Özel âmillere gelince, bunlar, olaydan olaya değişen şartlardır. İyi bir tarihçinin vazifesi ise, bunların her ikisine birden gerekli önemi vererek inceleme yapmaktır.[3] Tarih Bilimini diğer dilim dallarından ayıran en büyük özelliği, bir konudan ibaret olmaması ve laboratuvar seçeneği olmamasıdır. Bu yüzden Modern Tarih anlayışı, kaynakların tasnifi ve güvenilirliğine son derece önem vermektedir. Tarihin konusu olaylardır. Ancak, geçmişte cereyan eden ve insanlıkla ilgili olan olaylardır. Bunlar, insanın biyolojik ve fizyolojik hareketleri dışında, ortak olan faaliyetleridir. Geçmişte zaman ve mekân içinde cereyan eden ve insan ruhunun çeşitli etkiler altındaki tepkilerinden doğan bu ortak olaylar, tarihin konusunu teşkil eder.[4]

         Tarihin Telâkkisi ve Gelişmesi

A. Hikâyeci (Rivâyetci) Tarih

Bu tarzın ortaya çıkması eski Yunan’dadır. Başlangıçta ağızdan ağıza dolaşan hatıralar, şairler tarafından nazım tarzında söylenmektedir. Ortaya konan bu eserler ne edebî, ne de tarihî eserlerdir; ancak ilmî araştırma yolunu açan ‘‘basit kronikler’’dir denilebilir. Burada karşımıza çıkan tarihçi, ‘‘tarihin babası’’ sıfatını kazanmış Heredotos’dur. Heredotos, vâkıa hikayeci tarih tarzını kullanmıştır ama olayları peş peşe sıralamakla kalmayıp onları bir düzen içinde nakl etmiş, bir kompozisyon örneği vermiştir. Mamafih, hikayeci tarih sadece olayların oluş tarzlarını anlatan, fakat tarihlerini de verdikleri için onları hikaye sınıfına girmekten kurtaran bir tarzda devam etmiştir.[5]

B. Öğretici (Pragmatik) Tarih

Maslahatçı, diğer bir ifadeyle felsefî esasta yazılan tarih eserleri ise tarihî bir olayı öğrenerek faydalı bir netice çıkartmak amacını takip eden eserlerdir. Bu usulde tarih yazanlar tarihte şahsiyetlerin hayatına fazla önem verirler ve onların bariz karakterlerinden yola çıkarak ahlâk terbiyesine hizmet etmek isterler. İslâm aleminde yazılan hâl tercümeleri, evliya menkıbeleri ve siyer kitapları da bu gaye ile çalışmış ve bu gayeye hizmet etmiştir. [6] Burada gaye görüldüğü gibi, faydalı olmak, tarih yoluyla tecrübeyi arttırıp bilgiyi çoğaltarak geliştirmek ve insanı başarılı kılmaktır.

C. Araştırıcı (Modern) Tarih

19. yüzyılda tarih yazımında ciddi bir hamle yapılmış; olayların sade anlatımının yanında çıkış sebepleri, bunlara sebep olan âmilleri, sebep sonuç ilişkisiyle mukayese edilerek tarih, bir ilim olma hüviyeti kazanmıştır. Bir olayı tek bir sebebe bağlamanın hata olduğu görülmüş, Coğrafî, sosyal, siyasî, iktisadî şartların iyi incelenmesinin elzem olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca tarihin bu araştırmaları yapabilmesi ve ilim sıfatını kazanabilmesi için sosyal ilimlerle olan münasebetinin her zaman göz önünde bulundurulması ve gerekli yerlerde onlardan yardım istemesi gerekmektedir. Tarih çalışmalarında mantıklı bir analize ihtiyaç vardır. Gerçek tarih, olayların derinliklerine inmeye çalışmalı, cereyan eden olayların yüzeylerinde takılı kalmamalıdır.[7] Modern tarihte kaynakçaya son derece önem verilmiştir. Kaynakların güvenilirliği, tasnifi ve kullanımlarına son derece dikkat edilmelidir.

         Kısaca Tarih Bilimi zamanla metodunu geliştirmiş, insanlığın dününe hizmet ettiği gibi geleceğine de hizmet eden bir bilim dalı haline gelmiştir. Tarih bireylerin ve toplumların zamanla elde ettiği beceri ve tecrübeyi, bütün bir insanlığa yayan ve öğreten yegane bilimdir. Tarih, ‘‘yarınki çocuklarımızdan ödünç aldığımız zamandır.’’ Tarih bilinciyle yaşayan genç, yetişkin veya yaşlı bireyler hayatlarına bu ölçü ile devam ederler.



[1] COLLİNGWOOD, R. S. (1946) Tarihin Tasarımı( Çev. Kurtuluş Dinçer). Doğu Batı Yayınları, 2017. ( Eserin Orijinali 1946’da yayımlandı), s. 255.

[2] TOGAN Z. V., (2020). Tarihte Usul (İkinci Baskı). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.2.

[3] KÜTÜKOĞLU M. (2014). Tarih Araştırmalarında Usûl (İkinci Baskı). Türk Tarih Kurumu Yayınları, s.3.

[4] MEMİŞ E.,(014). Tarih Metedolojisi (Altıncı Baskı). Ekin Basım Yayın Dağıtım, s.1-2.

[5] KÜTÜKOĞLU M. a.g.e., s. 6.

[6] TOGAN Z. V. a.g.e., s.3.1

[7] KÜTÜKOĞLU M. a.g.e., s.8-9.


Post a Comment

أحدث أقدم
'; (function() { var dsq = document.createElement('script'); dsq.type = 'text/javascript'; dsq.async = true; dsq.src = '//' + disqus_shortname + '.disqus.com/embed.js'; (document.getElementsByTagName('head')[0] || document.getElementsByTagName('body')[0]).appendChild(dsq); })();