2 sene içerisinde İspanyollarla yapılan mücadelelerden birinde Oruç Reis vefat etmiş ve yerine kardeşi Hızır Reis geçmiştir. Bu sırada Osmanlılar Memlükleri yıkmış ve Hilafet sancağını İstanbul’a taşımışlardı. Hızır Reis Hıristiyanlara karşı yalnız kalmamak, birliği ve ittihad-ı İslam’ı sağlamak için İstanbul’a gitmiş, Yavuz Sultan Selim’e Cezayir’in anahtarını vererek kendisine ve devletine tabii olduğunu bildirmiştir. Sultan Selim kendisini Cezayir Beylerbeyi olarak atamış ve askeri desteklerle birlikte geri göndermiştir. İlerleyen yıllarda Akdeniz’de birçok mücadeleye giren Hızır Reis, denizleri Haçlılara dar etmeye başlamıştı.
1533 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a çağırılan Hızır Reis büyük bir törenle Osmanlı Devleti’nin Kapudan-ı Derya’sı olarak atanmış ve tersaneler başta olmak üzere çalışmalarını yapmaya başlamıştır. Kanuni karadan Hızır Reis denizden seferlerine başlamış ve hızla imparatorluğun topraklarını genişletmeye muvaffak olmuşlardır. Hızır Paşa’nın Akdeniz’deki adaları Osmanlı topraklarına katması Avrupa’yı karıştırmış ve Papa’nın önderliğinde 1538 yılında Haçlı krallar bir araya gelerek müşterek bir donanma ortaya çıkarttılar. Bu büyük donanmanın başına da Avrupa’nın en meşhur ve başarılı Amirali Andrea Doria geçirildi. İspanya, Papalık ve Avusturya’nın oluşturduğu Doria’nın bu donanmasına Venedik, Portekiz, Malta ve Ceneviz de eklenince o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir donanma hasıl oldu ve hızla Osmanlı topraklarına doğru ilerlemekteydi. Yaşanan birçok hadisenin neticesinde Preveze’de karşı karşıya gelen iki donanmanın sayıları yaklaşık şu şekilde idi:
Haçlı Donanması’nda kare yelkenli 140 kalyon, 168 kadırga ve pek çok nakliye gemisiyle birlikte 55.000 askerden müteşekkil idi. Osmanlı donanmasında ise 122 gemi ve 20.000 asker bulunmaktaydı. Savaş başlamış ve çeşitli çatışmalar yaşanmıştı ki Hızır Hayreddin Paşa’nın istediği rüzgar bir türlü esmemekte işler istemediği noktaya gitmekteydi.
Elinize sağlık, Allah razı olsun
ردحذفإرسال تعليق