Fatih kanunnamesinde geçen bahisle:
“Ve her kimseye evlâtlarımdan saltanat müyesser ola, Nizâm-ı
Âlem için karındaşların katl eylemek münasiptir. Ekser ûlema dahi tecviz
etmiştir. Anunla âmil olalar.”
İfadesiyle Osmanlı Devleti’nde tahta geçen padişahın
kardeşlerini katletmesi bir kanun ve emir haline gelmiş bulunmaktadır. Bu kararı
alırken Sultan Fatih, ulemasıyla uzun uzun araştırmalar yapmış ve en
nihayetinde Bakara Suresi 217. Ayette yer alan “fitne çıkartmak, adam öldürmekten daha büyük günahtır” emrince,
şehzadeler arası yaşanan taht kavgalarının büyük birer fitne olduklarını görmüş
ve neticede bu kanun çıkartılmıştır. Osmanlılardan önce hem İslam dünyasının hem
de Türk dünyasının lideri konumunda olan Selçukluların tarihi incelendiğinde bu
kanunun ne kadar da gerekli ve yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Selçuklulardaki
yönetim anlayışı gereği hükümdar yaşlandığında devleti oğulları arasında eşit
bir şekilde paylaştırmış ve her tahta geçen sultan uzun yıllar boyu
kardeşleriyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu mücadele olurken doğal
olarak gaza ve cihad boyutu sekteye uğramış, kardeşler arası savaşlarda
Müslüman-Türk askerler kendi aralarındaki savaşlarda can vermek durumunda
kalmışlardır. Sultan Fatih ise adeta Kuran-ı Kerîm’de sürekli geçen “ibret almaz mısınız?” ifadelerinden ders
çıkartmış gibi tarihten ders almayı başarmış ve Selçukluların ve diğer Türk
devletlerinin düştüğü bu sıkıntılı durumdan kurtulmayı başarmıştır. Selçukluların
yanında Timur’un da öldükten sonra devletini oğulları arasında paylaşıldığı ve
koca devletin nasıl hemen tarih sahnesinden silindiğini görmekteyiz.
Fatih Sultan Mehmed yalnızca Osmanlı Devleti’nin değil, koca
bir Türk tarihinin en büyük ve en ulu sultanlarının başında gelir. Kendisi İstanbul’u
fethetmekle yetinmemiş, Amasya, Sinop, Karaman, Otlukbeli zaferi ile Doğu
Anadolu, Belgrad hariç bütün Sırbistan, Mora, Eflak, Bosna, Hersek, Boğdan,
Arnavutluk ve Kırım’ı Osmanlı topraklarına katmayı başarmış büyük ve muzaffer
bir sultandır. Fethin babası olarak adlandırılan Sultan Fatih, fetihleriyle
devletin sınırlarını genişletirken, oluşturduğu kanunname ile imparatorluğun temel
taşlarını ortaya koymuş bir şahsiyettir.
Şurası iyi anlaşılmalıdır ki her şehzade büyürken ve yetiştirilirken, hem annesi hem de hocaları tarafından tahta çıkmak üzere yetiştirilir ve tahtı kendisinin namusu ve hakkı olarak görür. Bu sebeple şehzadelerin tahtta abisi de olsa başka birisini görmeye tahammülleri yoktur. Er y ada geç isyan hareketlerine girişecek yahut isyan hareketlerinin içerisinde annesi veya sair vezirler tarafından itilecektir. Bu günlerden bakıldığında vahşet, acımasızlık ve sevgisizlik gibi görünen bu kardeş katli uygulaması, aslında milletin ve ordunun on binlerce, hatta yüz binlerce can kaybı yaşamasındansa kendi ailesinin bir ferdinin bu acı reçeteyi kullanmasını kabul ettikleri bir uygulamadır. Sultan I. Murad Hüdavendigâr zamanında başlayan bu uygulama Sultan Fatih zamanında kanunlaşmış ve 1603 yılına kadar devam etmiştir. Hanedan üyesinin kanının yere akmaması için kendi yay kirişi ile boğulması şeklinde bir uygulama yapılmıştır. Osmanlı tarihinde yaşanan en büyük kardeş katli hadisesi hiç şüphesiz ki Sultan III. Mehmed devrinde yaşanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın torununun oğlu olan Sultan III. Mehmed tahta çıktığı gün 19 erkek kardeşini idam ettirmiş, bu olay hem halkta hem de sultanın çocuklarında derin izler bırakmıştır. Öyle ki Sultan III. Mehmed sonrasında tahta çıkan oğlu Sultan I. Ahmed, kardeş katli uygulamasını kaldırmış, şehzadelerin bir odaya kapatılarak padişah ölünceye kadar kontrol altında tutulmasını sağlamıştır. Şehzadelerin hayatta kalması sağlanmış fakat 30-40 yıl gibi uzun yıllar boyunca bir odada kalan şehzadelerin psikolojik sorunlar yaşamaları engellenememiştir. Aynı zamanda bir odada kaldıkları için sancağa çıkamadıkları ve bu sebeple tecrübesiz bir yapıyla tahta çıktıkları görülmüştür. Sonuç olarak kardeş katli, aile içerisinde gayet ciddi, sert ve acı bir yöntem olsa da devlet, millet ve din boyutundan incelendiğinde ve o dönemin şartları göz önüne alındığında yerinde bir uygulama olarak yorumlanabilmektedir.
إرسال تعليق